26 Mayıs 2011 Perşembe

Neden bu kadar susuyorsun.

Başından beri anlatmaya çalıştığını -yok anlatmak değil, hissettirmek. Evet, hissettirmeye çalıştığını, onun şimdi idrak ediyor olması ne kadar dokunabilirdi ki? 
Susmaları cezalandırıyor oluşu ne kadar acıtabilirdi ki?
Koskoca bir unutuşu da ardından getirmişse zaman, ne kadar geçebilirdi ki?
Hala can sıkıcı derecede genç ve canlı olduğunu vurguluyorsa ellerin, ne kadar kanayabilirdi ki?

-Neden susuyorsun?
-Çünkü.
Kara kutusu kendinden önce düşmüş uçaklar gibi.Nedeni bilinmeyenlerin ortasında.Enkazın altında aradığı kendini, parmakları ne kadar hissedebilirdi ki?
Ne kadar?
Sadece bu kadar.
Bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder